Ahmed, ilk yüksek lisans derecesini Sfax Üniversitesi’nde Tarih ve Coğrafya alanında, ikinci yüksek lisans derecesini de Aix-Marseilles Üniversitesi’nde (2010) Sualtı Arkeolojisi alanında almıştır. İtalya, Malta, Mısır, Lübnan ve Türkiye’de kazılara katılmıştır. 2012 yılında, Tunus Ulusal Kültürel Miras Enstitüsü’nde çalışmaya başlamış ve 2015-2016 yılları arasında Kartaca müzesi ve ören yerinin müdürlüğünü yapmıştır. Hala Tunus Ulusal Enstitüsü’nde Sualtı Arkeolojisi Bölümü’nde çalışmakta olup aynı zamanda Tunus Kültür Bakanlığı’na danışmanlık yapmaktadır.
Alba Mazza, deniz arkeoloğudur ve Sydney Üniversitesi’nden (2017) Arkeoloji alanında doktora derecesine sahiptir. Araştırması, insanların kıyı ortamıyla ilişkisine odaklanmaktadır. Özellikle, kıyıda yaşamanın zorluklarıyla (sel, tsunami, deprem ve erozyon gibi) nasıl başa çıktıklarını ve dirençli hale geldiklerini anlamak ilgisini çekmektedir. Bu bağlamda, yaptığı Akdeniz yerleşimlerinin kıyı peyzajının analizi Tunç Çağı’ndan Geç Antik Çağ’a kadar uzanmakta ve liman altyapıları ile sahildeki karaya çıkma noktalarını içermektedir. KUDAR-ANAMED’deki projesi “Türkiye’deki Aiolia kenti Kyme ve Sicilya’daki Selinus’un deniz kıyısı peyzajı. İki kardeş liman kenti mi?” Selinus’un deniz kıyısı peyzajını inceleyen doktora tezinden doğal bir uzantıdır. Bu ön çalışmada Selinus’un Kyme ile deniz kültürü ve kıyı ortamı açısından bazı ortak noktaları olduğu görülmüştür. Bu nedenle proje kapsamında Dr. Mazza, Kyme’nin topografyasına ve geçmiş sualtı kazılarından elde edilen buluntulara odaklanarak liman tesislerini araştırdı. Bu yaygın deniz arkeolojik ögelerin incelenmesi, iki antik şehrin deniz peyzajının kayıp yönleri hakkında bize büyük bir oranda arkeolojik ve çevresel bilgi sunabilir ve en sonunda bu iki antik şehrin deniz peyzajının eksik yönleri hakkında bize bilgi verebilir. Yerleşim bazında bakıldığında bu çalışma, Antik Anadolu’nun Yunan, Roma ve Geç Roma dönemlerindeki en önemli sahil yerleşimlerinden biri olan Kyme hakkında bilgimizi artırmıştır. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, Türkiye’deki Kyme ve Sicilya’daki Selinus’u ilk kez karşılaştıran bu çalışma, günümüz deniz arkeolojisinin önemli konularını anlamamıza yeni anahtarlar sunmuştur; bu konular arasında kıyı peyzajındaki değişiklikler, yerlerin topografik kimliği, deniz yoluyla bağlantı ve kültürel etkileşim bulunmaktadır.
Athena Trakadas, Greko-Roma ve erken İslam dünyasına – Atlantik kıyısından Akdeniz ve Hint Okyanusu’na kadar – odaklanan bir deniz arkeoloğudur. Temel araştırma alanları gemilerin ötesinde kullanımlarını destekleyen ve kolaylaştıran ekonomik, sosyal ve çevresel mekanizmaları kapsar. Bu ilgisi, çağdaş ticaret ve iletişim ağları içinde limanların gelişimi, deniz-kara ara yüzeylerini etkileyen kıyı ve nehir jeo-morfolojisinde değişimler, deniz kaynaklarının kullanımını içerir. Ayrıca Journal of Maritime Archaeology bilimsel dergisinin ortak editörlerinden biridir.
1999 yılından bu yana, Fas’ta balıkçılık uygulamaları, karaya çıkma noktalarının lojistik entegrasyonu ve deniz mirasının yönetiminin gelişimi üzerine odaklanan bir dizi sualtı ve karada araştırma projesini yönetmektedir. KUDAR-ANAMED’deki araştırma projesi, Kuzeybatı Fas’ın alt Atlantik nehir vadilerinde, MS 8. yüzyıldan MS 15. yüzyıla kadar yerleşim yerlerinin ve ilişkili doğal limanlarının hareketinin kronolojilerini ve faktörlerini belirlemeye odaklanmaktadır. Proje, karmaşık ilişkileri incelemek için deniz jeolojik ve arkeolojik verileri ile arşiv kaynaklarını uyumlu hale getirecek ve dinamik nehir peyzajlarında liman yerleşimlerinin diyakronik kurulmasındaki karmaşık etkileşimleri inceleyecektir. Projenin sonuçları, Journal of Island and Coastal Archaeology bilimsel dergisinde yayımlanmıştır.
Nergis Günsenin, İstanbul Üniversitesi’nden Klasik Arkeoloji lisans derecesini tamamladı, doktorasını ise Paris I Panthéon-Sorbonne Üniversitesi’nde (Hélene Ahrweiler ve Jean-Pierre Sodini danışmanlığında) Bizans Tarihi ve Arkeolojisi ile (Eric Rieth danışmanlığında) Sualtı Arkeolojisi alanında yapmıştır. Doktora tezi, Bizans Amforaları (X.-XIII. yüzyıl): Türk koleksiyonlarına dayanarak Tipoloji, Üretim ve Dağıtım uluslararası alanda tanınmış ve bu döneme ait doğu Akdeniz amfora tiplerine adını vermiştir.
Prof. Günsenin, 1991 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi’nde Sualtı Teknolojisi programında sualtı arkeolojisi dersleri vermekte olup aynı zamanda 1994-1999 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde Anadolu Uygarlıkları dersleri de vermiştir. Türkiye’de Fransız Anadolu Araştırmaları’nın Ortak Araştırmacısı, Sualtı Arkeoloji Enstitüsü’nün Misafir Profesörü ve International Journal of Nautical Archaeology’nin Danışma Editörü’ dür. Ayrıca birçok yabancı üniversitede misafir profesördür.
Günsenin, Çamaltı Burnu’nda Türkiye’nin ilk sualtı kazısını yönetti ve bu çalışma, 2019-2020 dönemi için ANAMED’deki araştırma konusunu oluşturmuş, KUDAR ile iş birliği ve kazı buluntularının yer aldığı Bandırma Müzesi’nde öğrenciler için eğitim olanağı sunmuştur.
(Bu pozisyonu 2020-2021 dönemi için kazanmış olmasına rağmen, Dr. Salay İstanbul’daki görevini 2021 akademik yılında başlatmak üzere erteledi.)
Paul Salay, Southern California Üniversitesi’nden 2018 yılında Klasik Arkeoloji alanında doktora derecesini almış ve o zamandan beri Colorado College, Butler Üniversitesi ve Coe College’da öğretim yapmaktadır. Atina Klasik Araştırmalar Amerikan Okulu’nda James Rignall Wheeler bursiyeri olmuş ve USC / Del Amo fonundan ve Wenner Gren Vakfı’ndan hibe ve burslar almıştır.
KUDAR-ANAMED doktora sonrası bursiyeri olarak İstanbul’da ikamet ederken, Dr. Salay, antik Akdeniz donanma mimarisinin Arkaik dönemden Erken İmparatorluk dönemine kadar olan gelişimini, ilişkili deniz taşıma ağları bağlamında analiz etti. Farklı taşıma ağları ile farklı gemi yapım teknolojilerinin yayılımı arasında bir korelasyon olduğunu öne sürdü, çünkü bu ağlar, bu farklı yöntemlerin benimsenmesi ve korunması için kanalları temsil etti.