Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması

2010 yılında Dr. Günder Varinlioğlu başkanlığında yürütülen Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması (BOGA), Taşucu Körfezi’ndeki antik yerleşimleri değerlendirmek amacıyla peyzaj ve deniz arkeolojisi, mimari araştırmalar, etnografya, antropoloji, arkeometrik ve jeoarkeolojik analizleri bir araya getiriyor.

Saha Çalışmaları ve Araştırma Hedefleri
Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması'nın izniyle
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Günder Varinlioğlu başkanlığında yürütülen Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması (BOGA), Doğu Dağlık Kilikya’nın Silifke’nin (antik Seleucia ad Calycadnum) güneyi ve batısındaki 25 km’lik kıyı şeridini kapsayan art zamanlı bir saha çalışmasıdır. Uygun akıntılar ve rüzgarlar, bu kıyı şeridini, Tunç Çağı kadar erken bir tarihte, Mısır ve Levant’tan daha batıdaki noktalara kadar tercih edilen yelken rotalarından biri haline getirirken, Kıbrıs’ın Kilikya’ya yakınlığı da bölgesel deniz ticaretini teşvik etti. BOGA araştırma bölgesi, dağlık bir iç alanı, doğuda Taşucu’ndan (antik Holmoi) batıda Ovacık Yarımadası’na kadar uzanan bir kıyı şeridini ve her biri geniş arkeolojik kalıntılara sahip dört adayı kapsamaktadır. Bölgedeki erken dönem faaliyetlerine ilişkin kanıtlar, öncelikle Klasik veya Klasik öncesi dönem moloz taş duvar surları ve Ovacık Yarımadası’nda çokgen taşlardan inşa edilmiş büyük bir Helenistik savunma duvarından (Roma-Geç Antik değişikliklerle birlikte) oluşmaktadır.

Geç Antik Çağ’da (MS 4.-7. Yüzyıl) bölge önemli bir deniz trafiğine tanık oldu (bu trafiğin büyük bir kısmı muhtemelen Konstantinopolis’le yönetim destekli annona ticaretiyle ilgiliydi). Ayrıca bölgede yerleşim, kilise inşaatı ve Modern Silifke’nin eteklerindeki Aziz Thecla gibi kutsal yerlere hacı akınında bir patlama yaşandı. Isauria (eyaletin bu dönemdeki adı), 5. ve 6. yüzyıllarda yetenekli duvar ustaları ve inşaatçılarıyla ünlüydü. Bu zanaatkarlar, Suriye ve Levant’tan Konstantinopolis’teki Ayasofya’ya kadar kiliseler ve manastırlar da dahil olmak üzere, günün en önemli inşaat projelerinden bazılarında çalıştılar (bazıları muhtemelen bölgenin yerlisi olan imparator Zeno tarafından yaptırıldı); aynı dönemde Bizans ordusunda Isaurialılar da öne çıkıyordu. Boğsak Adası’ndaki çanak çömlek buluntuları Bizans varlığının 12. yüzyıla kadar devam ettiğini gösteriyor ancak bölgenin ortaçağ ve sonrası yerleşim tarihine ilişkin çalışmalar henüz başlangıç aşamasındadır.

Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması'nın izniyle
Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması'nın izniyle
Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması'nın izniyle
Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırması'nın izniyle
BOGA inceleme alanındaki adalardan ikisi olan Boğsak (antik Asteria) ve Dana (antik Pityoussa), çoğunlukla Dağlık Kilikya tarihinin en zengin dönemi olan Geç Antik döneme tarihlenen yoğun mimari kalıntılara sahiptir. Bu dönemde 7 hektarlık Boğsak Adası, BOGA ekibi tarafından 2010 yılından bu yana araştırılan bir yerleşime ev sahipliği yapmıştır. Araştırma alanındaki en büyük ada olan Dana Adası, erken Klasik dönemden kalma bir tahkimat alanıdır ve MS 5. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar etkinliğin zirve yaptığı Roma ve Geç Antik dönemlerine tarihlenen yerleşim ve kireçtaşı ocaklarına ilişkin kapsamlı bulgular sunmaktadır. Burası şu anda Anadolu’nun güney kıyısında tespit edilen en büyük Roma ve Bizans taş ocağıdır; adadaki ocaklardan kesilen taş bloklar deniz yoluyla kıyıdaki inşaat alanlarına ihraç ediliyordu.

BOĞA’daki KUDAR destekli Deniz Arkeolojisi ekibi, 2017 ve 2018 yıllarında araştırma alanındaki adalar ve limanlarda iki sezon boyunca kıyı şeridi ve şnorkel taramaları gerçekleştirdi. Deniz araştırmalarının ana araştırma hedefleri şunlardır:

1) Kıyı yerleşimlerinin ve tahkimatlarının, denizcilik tesislerinin, limanların ve demirleme yerlerinin, kaya oymalarının, batıkların ve araştırma alanındaki eski denizcilik faaliyetlerine ilişkin diğer kanıtların varlığını ve işlevini tanımlamak;

2) Kıyı veya ada ocakları, şarap ve zeytinyağı üretimi vb. ile deniz yoluyla ithal edilen ticari mallar dahil olmak üzere deniz ticaretiyle ilgili ekonomik üretime ilişkin bulgular araştırmak;

3) Özellikle geç antik çağdaki belirgin nüfus ve inşaat patlaması sırasında denizcilik ve denizcilik faaliyetlerinin Doğu Dağlık Kilikya sakinleri üzerindeki rolünü açıklamak. Bu bölge neden Roma ve Bizans dönemlerinde bu kadar zengin ve kalabalıkken diğer dönemlerde (en azından görünüşe göre) nispeten durgundu? Bunun nedeni kesinlikle denizcilik koşulları da dahil olmak üzere çeşitli çevresel, politik ve kültürel faktörlerden kaynaklanıyordu, ancak bölgenin tarihine ilişkin ayrıntıların çoğu hala belirsizliğini koruyor.

Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencilerinden oluşan bir ekiple 2021 yılı için ilave yüzey araştırması planlanmaktadır.

Yayınlar
Varinlioğlu, G., N. Kaye, M. Jones, R. Ingram, and N. Rauh. 2017. “The 2016 Dana Island Survey: Investigation of an Island Harbor in Ancient Rough Cilicia by the Boğsak Archaeological Survey (BOGA).” Near Eastern Archaeology, 80.1: 50-9. (burada da mevcut)

Varinlioğlu, G., N. Kaya, M. Jones, R. Ingram, N. Rauh. 2017. “2016 Yılı Dana Adası Yüzey Araştırması: Boğsak Arkeolojik Yüzey Araştırmasının Antik Dağlık Kilikya’da Bir Ada Limanındaki İncelemeleri.” Arkeoloji ve Sanat 1 55 (Mayıs-Ağustos 2017): 149-60

Jones, M. R., 2020. “The Rock-cut Shoreline Features of Dana Island and the Maritime Landscape of the Taşucu Gulf, Rough Cilicia.” In Under the Mediterranean I, pp. 343-362, edited by L. Blue and S. Demesticha. Sidestone Press.